Bir gün bir çukur kazıp, içini su geçirmiyen basit bir malzeme ile kaplıyor ve suyunu dolduruyorsunuz. İşlem bu kadar basit.

Ama neticede, bu uçsuz bucaksız evrende bir habitat yaratmış oluyorsunuz. Günbegün, kendi emeğinizle yarattığınız bu ortamın geliştiğini, sizi içine çektiğini, sizi gururlandırdığını görüyorsunuz.

Havuz yaşamaya başlıyor, hem de inanılmaz bir hızla. En ufak bir katkıda bulunmasanız da su, dönüşümler gösteriyor, önce çevrenizdeki kuşlar boy boy, cins cins yarattığınız ortama dahil oluyorlar, kırmızı, mavi ve kahverengi pervaneler uçuşurken Nisan ayının gelmesiyle birlikte, ansızın bir gece, önce kurbağalarınız daha sonra kurbağa yavrularınız oluveriyor.

Tabii bu kadar gelişime katkıda bulunmamak imkansız. Bir gün havuz balıkları ve sucul bitkilerle haşır neşir olmaya başladığınızı fark ediyorsunuz. Öğreniyorsunuz, gözlemliyorsunuz ve yaptığınız işin hayatınızı nasıl güzelleştirdiğini, farklılaştırdığını anlıyorsunuz.



Bence, hobi havuzu ile tanışan bir insan kısa sürede iflah olmaz bir tutkuya kapılıyor. Öyle ki bu tutku kendisini ikinci bir havuz isteğine ve de o ana kadar dikkatini bile çekmemiş olan kova, küp, eski banyo küveti, kullanılmıyan su deposu gibi su tutabilecek her objeye potansiyel bir havuz gözüyle bakıyor. Buna, kış aylarında bu zevkten uzak kalmamak için evinin odasına, salonuna kovalarla küçük, şişme çocuk havuzlarıyla daha büyükçe sucul ortamlar ilave etmeyi de katabiliriz.

İşte ben, eğer başarabilirsem, bütün bu yaşadıklarımı ve hissettiklerimi burada yazıya dökmeye çalışacağım.

11 Mayıs 2012 Cuma

2012 GÜZELLİKLERİ GÖRÜNMEYE BAŞLADI

Geçen seneye göre 13 gün daha erken , geçmiş 3-4 seneye göre ise oldukça daha erken sayılabilecek bir tarihde, 10 Mayıs günü ilk çiçeğimiz açtı. Bu seneki öncümüz Colorado, şeftalimsi rengiyle suyun üzerinde boy gösterdi. Hemen su yüzeyinin altında 6-7 adet daha gonca saydım. Yalnız, öğlen güneşinin hemen arkasından hava sıcaklığının hemen düşmesi nedeniyle olsa gerek, kendisini uzun süre kapayamıyor.
Havuzun baş tarafında yer alan Japon şemsiyeleri neredeyse havuzun %20 sini kapladığı için, kış öncesi tamamına yakınını havuzdan çıkararak, bahçenin uzak bir köşesinde toprağa dikmişdim. Suda bıraktığım 1-2 genç fide de gelişmeye başladı. Tamamen suda veya tamamen toprakda olması hiç fark etmiyor, aynı gelişimi gösteriyor.
Japon şemsiyeleriyle yan yana olan Pondeteria Cordota'lar ise yeni yapraklarını sürdüler.