Bu arada, bir önceki hafta uğradığımda, hayretler içinde, tek sapta 3 gonca geliştiğini gördüm. Bir genetik bozulma nedeniyle olduğunu düşündüğüm bu durumla ilgi, bu güne kadar ne bir resim ne de yazıya rastlamadığım için, bu deneyimi tabiatın bana bir güzelliği olarak kabullendim, biraz da sevinç çığlıkları arasında.
İlk defa başıma geldiği için, goncalardan en azından birinin gelişemiyeceğini düşünerek bir haftalık ayrılığı zor ettim.
Ve bugün geldiğimdealttaki resimlerde görülen muhteşem olayla karşılaştım. Bir sapta 3 sağlıklı nilüfer:))
Açmalarının üçüncü günü olduğunu zannediyorum.
Tabiat Ana daha neler gösterecek kimbilir... Teşekkürler, hem de sonsuz teşekkürler...
Bir gün bir çukur kazıp, içini su geçirmiyen basit bir malzeme ile kaplıyor ve suyunu dolduruyorsunuz. İşlem bu kadar basit.
Ama neticede, bu uçsuz bucaksız evrende bir habitat yaratmış oluyorsunuz. Günbegün, kendi emeğinizle yarattığınız bu ortamın geliştiğini, sizi içine çektiğini, sizi gururlandırdığını görüyorsunuz.
Havuz yaşamaya başlıyor, hem de inanılmaz bir hızla. En ufak bir katkıda bulunmasanız da su, dönüşümler gösteriyor, önce çevrenizdeki kuşlar boy boy, cins cins yarattığınız ortama dahil oluyorlar, kırmızı, mavi ve kahverengi pervaneler uçuşurken Nisan ayının gelmesiyle birlikte, ansızın bir gece, önce kurbağalarınız daha sonra kurbağa yavrularınız oluveriyor.
Bence, hobi havuzu ile tanışan bir insan kısa sürede iflah olmaz bir tutkuya kapılıyor. Öyle ki bu tutku kendisini ikinci bir havuz isteğine ve de o ana kadar dikkatini bile çekmemiş olan kova, küp, eski banyo küveti, kullanılmıyan su deposu gibi su tutabilecek her objeye potansiyel bir havuz gözüyle bakıyor. Buna, kış aylarında bu zevkten uzak kalmamak için evinin odasına, salonuna kovalarla küçük, şişme çocuk havuzlarıyla daha büyükçe sucul ortamlar ilave etmeyi de katabiliriz.
İşte ben, eğer başarabilirsem, bütün bu yaşadıklarımı ve hissettiklerimi burada yazıya dökmeye çalışacağım.
11 Haziran 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder